23 Mayıs 2012 Çarşamba

Fotografium Nikon D3200 Profesyonel Fotoğraf Makinesi Hediye Ediyor. Siz de katılın Nikon D3200Lowepro Çanta (DSLR Video Fastpack 250 AW Sırt Çantası) ve Slik Tripod (Slik 500DX Tripod) kazanma şansı elde edin.
http://goo.gl/ciXjD?ref=3079 adresini ziyaret ederek detaylı bilgi alabilirsiniz

19 Nisan 2012 Perşembe

BLACK

  Bugün sizlere film arşivimde her zaman en üstte yerini koruyacak olan ''BLACK'' adlı hint filmini sunacağım. Black'i izleyene kadar hint filmlerine karşı bir antipati beslemişimdir.İnsanlar önyargılardan kurtulmak istemelerine rağmen bunda çok başarılı olamıyorlar.Ben de  bu insanlara bir örnek teşkil ediyorum sanırım. Filmi bir öğretmenim aracılığıyla keşfettiğimi de söylemeden edemeyeceğim.

  Uzun uzun filmi anlatmak istemiyorum. Filmi siz izleyenlere bırakayım.Filmden sıkılmayacağıza garanti de verebilirim. 
           Film kısaca 2 yaşından itibaren sağır ve kör olan Michelle'in karanlık dünya içerisindeki kontrol edilemez bir dönemin içinden öğretmeni Debraj yardımıyla çıkarılmasını anlatıyor.Michelle'in geç de olsa başarısını gözler önüne seriyor.Hiçbir şey görmeyip duymayan bir insanın inanılmaz başarı ve azim öyküsü beni uzun uzun düşündürüyor.Gerçek azim ve başarının engeli ne olabilir? Elimden geldiğince az ayrıntıya girdimm izleyince bana hak vereceksiniz.


            İnsani etkileyen en çok sahnenin olduğu film olarak nitelendirilebilir.Biraz da duygusalsanız yanınızdan peçetelerinizi ayırmamanızı tavsiye ederim.

18 Nisan 2012 Çarşamba

Kan-gu-ruu

    Merhaba , İlk yazımda blog adımı kan-gu-ruu yapmamın nedenini açıklayacağım.Çoğu hayvanı sevmeme rağmen kanguru ve komodonun yeri ayrıdır.Bu yüzden blog umu kanguru temalı yapmaya karar verdim.Lafı uzatmadan tarihçeye geçiyorum : 
    Beyazlar Avustralya kıtasına ilk kez ayak bastıklarında sahilde onları yerliler karşılamış. İki taraf da birbirinden tedirginmiş ama bakmışlar ki kimsenin kimseye zararı yok, beyazlar yanlarında getirdikleri hediyeleri Avustralya yerlilerine vermiş. Onlar da sevinmişler. Kendilerince karşılık vermişler. İki taraf da böyle karşılıklı birbirine yoklarken yanlarından zıp zıp zıplayan bi hayvan geçmiş. Beyazlar ilk kez görüyolarmış bu hayvanı. Acayip ilgilerini çekmiş tabi. O sırada yanlarından bir tane daha geçmiş aynı hayvandan. Beyaz adam, yerlilerin şefine dönüp tane tane sormuş, "Ar-ka-daş. Bu hayvanı biz ilk kez gö-rü-yo-ruz. Bu-nun a-dı ne? Siz bun-lara ne diyor-sunuz?" Adam bir yandan da hayvanın gittiği yönü gösteriyomuş. Yerli, beyazın gösterdiği yöne doğru bakmış, kafasını sallayıp: "Kanguru, kan-gu-ruuu" demiş. Beyaz adam da, "Haaa, anladııım. Kanguru. Çok güzel bi isim gerçekten. Hahaha... Kan-gu-ruu" demiş. 
  Aradan bi zaman geçmiş. Beyazlar uygarlığı taşımışlar Avustralya'ya. Bu arada yerlilerle ilişkiler gelişmiş. Onlar da İngilizce'yi çat pat çözmüş. Bir süre sonra ortaya çıkmış ki, kanguru meğer bizim anladığımız kanguru değilmiş. Bu, yerli dilinde, "Ne diyorsun sen yabancı?" demekmiş.